Bilecik Belediyesi tarafından kent merkezinde bulunan Billboardlara asılan “İstanbul Sözleşmesi Kimden Korur” başlıklı afişlerle ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla afişlerin kaldırılması ve belediyeye soruşturma açılacağının duyurulmasının ardından Belediye Başkanı Semih Şahin açıklamalarda bulundu.
Asılan afişlerle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Şahin, her zaman yapılan çalışmaların kendi görüşleri doğrultusunda yapıldığını ve afişle ilgili kasıt olmadığını belirtti.
Her türlü şiddete ve şiddet okuyana karşı olduğunun altını çizen Başkan Şahin, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“BÖYLE BİRŞEY YOK”
Benim haberim var mı yok mu bu çok önemli değil zaten benim görüşlerim doğrultusunda yapılıyor. Bir kasıt var mı yok mu diye ben tabi basın müdürlüğüme soruşturma açtım, ama kasıt olmadığını biliyorum. Zaten metnin tamamını okursanız şiddet her nereden ve kimden geliyorsa her türlü şiddete karşıyız diye geçen bir şey. Töhmet altında kalıyor öğretmen ve polis o zaman bütün evli erkekler de töhmet altında metni okursanız. Böyle bir şey yok şiddet okuyana karşıyız. Her nereden gelirse ve kimden gelirse gelsin hala da karşıyım ben ayrıca.
“DEVAM EDECEĞİM”
İstanbul sözleşmesi 600 milletvekilimizin onayıyla oy birliğiyle geçmiş bir sözleşmedir ve uluslar arası niteliği olan bir sözleşmedir. Her türlü şiddete karşı olan bir sözleşmedir ben ideolojik görüşüm olarak kadına şiddetten yana tavır alamam. Kadına şiddete hayır yönünde tavır alırım. Eskiden de böyleydi, bundan sonra da her türlü şiddete karşı olmaya devam edeceğim.
“METİNDEN CIMBIZLA İKİ SÖZCÜĞÜ ÇEKERSENİZ..”
Bakanlık tarafından herhangi bir soruşturma gelmedi henüz bana. Konuda hiç özel bir şey yok yazının tamamını okursanız. Bütün insanları şiddete karşı olmaya davet eden bir metin özellikle ben kasıtlı bir töhmet altında bırakabilir miyim öğretmenleri. Ben emekli öğretmenim, annem babam öğretmen ve böyle mümkünatı yok birilerini töhmet altında bırakmak. Metinden cımbızla iki sözcüğü çekerseniz öyle sonuç çıkar. Metnin tamamını okuyup her türlü şiddet nereden kimden geliyorsa buna karşıyım.
“BİR ŞEYİ TARİF EDERKEN ÖRNEKLEME YAPILABİLİR”
Bir mahkeme kararı olmadan emniyet billboardlardaki afişi kaldırabilir mi bilmiyorum araştıracağım ama karar alıp kaldırabilir diye biliyorum. Adı geçen soruşturma bana gelmediği için bir şey konuşamam. İstanbul sözleşmesinin biz arkasındayız nasıl 600 milletvekilimiz buna oy birliğiyle karar verdiyse biz de arkasında durmaya devam ediyoruz. Şiddete karşıyız, ne ayıbı var. Şiddete razıyız mı demem lazım? Tekrar söylüyorum kasıt yok. Bir şeyi tarif ederken örneklemeler yapılabilir.
İLGİLİ HABERLER:
Şüphesiz niyetler amellere göredir. Şüphesiz Allah niyetleri bilendir. hdp ile kol kola yürüyen chp size sesleniyorum. Kadınları kızları dağa kaçıranları şehit edilen bayan öğretmenlerimizi askerlerimizi çocuklarımız bu millet unutmadı. Kağıt parçasına değil içinizdeki insanlık sözleşmesine bakınız.
Hdp’yle yıllarca akp yürüdü o zaman neden sesinizi çıkarmadınız sınırdan terörist geçirdiler yemek paralarını valilik ödedi seyyar mahkeme kuruldu ve bunlar medyanın önünde oldu megri megri ler ne çabuk unutuldu önce kendi yaptina bakacan sonra karşıyı eleştirecen sonuçta yine KANDIRILDIK deyip gececekler
o günler unutulmadı merak etme, başarısız da olsa çözüm süreci bölge halkına pkk nın gerçek yüzünü gösterdi, bi siz göremediniz ki bu gün ittifak yaptınız, teşnesi olduğun partililere söyle onlar da ittifak ortakları hdp ye sorup söylerler, pkk bugün ne haldeymiş, akp geçmişte hata yaptıysa sizin bugün yaptığınız ittifakın gerekçesi olabilir mi, onlar yanlış yaptı bizim neyimiz eksik biz de bugün aynı yanlışı yapıyoruz diyorsun farkında mısın
Hangi parti olursa olsun pkk’yla is birliği yapanın ALLAH belasını versin rahmetli MUHSİN başkanın bir lafı var devlet teröristle masaya oturmaz her ne olursa olsun pazarlık yapmaz gereğini yapar,
chp literatürüyle, megri megri habur felan aynı argümanları konuşup sonra cennet mekan Muhsin Başkanın arkasına saklanma birader, gerçekten büyük birlikçiysen, üyeliğini sildir en kötü iyi partiye felan katıl, çünkü bu cümleleri bu gün Muhsin Başkanın karşısında kurabilseydin osmanlı tokadını yerdin.
sayın başkan mesele sizin kadına şiddet konusundaki görüşünüz ya da sözleşmeye taraf olunması ya da olunmaması konusundaki düşünceniz değil, mesela sizin şecaat arzederken sirkatinizi söylemeniz, neden özellikle onca meslek grubundan öğretmen ve polisleri hedefe koyduğunuz, neden tüm erkekleri vahşi hayvanmış da sözleşme ortadan kalkınca kadın avı başlatmışlar gibi algı yarattığınız, sözleşmeden çekilme konusundaki muhalefetiniz yüzünden üstünüze gelinmediği de ortada, ki sözleşmeyle ilgili onlarca afişiniz hala bilboardlarda boy boy duruyor, kuyruğu dik tutmaya yönelik açıklamalar yapmak yerine çıkıp adam gibi rencide ettiğim insanlardan özür dilerim demenizi beklerdik
başkan hiç samimi değilsin başlık bile İstanbul sözleşmesi kimden korur diye atmışsınız sonra da cımbızla çekilmiş diyormuş diyorsunuz hiç samimi değilsiniz
Öyle olmaz masaya çık başkan…
“basın müdürlüğüne soruşturma açtım” derken sayın başkan, bu ilanların asılması ve içeriğinin belirlenmesi konusunda sizin hiç bir iradeniz olmadığını mı söylüyorsunuz. Şimdi, basın birimine, sizden habersiz hem sizin hem de belediyenin ismini kullanarak size sormadan, onayınızı almadan ilan afiş hazırlayıp astırma konusunda yetki verdiğinizi mi ima ediyorsunuz, kusura bakmayın da günah keçisi aramaya gerek yok, gariban çalışanların ekmeği ile oynamayın, bu işin tek sorumlusu sizsiniz, neticesine siz katlanın başkasını yakmayın.
X parti Y parti. Tarafsız olunacak bir konu bu. İstanbul sözleşmesi yaşatır. Bunun aksi düşünülemez,lakin! Başkan bir gaf yapmış bu da görmezden gelinemez. Meslek grupları olarak özellikle düşünmüş de söylemiş gibi “pankart” hiç hoş olmamış. Genel çerçevede değinilebilirdi. Sınıflandırmaya ne gerek vardı? Kelime hatası, düşünce hatası ya da adı her neyse. Bu sağlam bir gaf!! Bunun üzerinde durmamak adına, aslında şunu demek istedim falan tarafı yok. Olmamış başkan. Maalesef olmamış…
sevgili Düşünür kardeşim, öğretmenlere ve polise yapılan bu haksız ithama karşı durduğun için öncelikle teşekkür ederim. ancak “istanbul sözleşmesi yaşatır, bunun aksi düşünülemez” şeklindeki argümanına katılmam mümkün değil. 2011 de sözleşmeyi imzalamadan önce bu ülkede kadın avı mı vardı, madem istanbul sözleşmesi bi işe yarıyordu neden yürürlükte olduğu sürece kadın cinayetleri artış gösterdi, hele hele, neden kadına şiddet konusu, bu sözleşmeyi bize dayatan çağdaş modern avrupa ülkelerinde nerdeyse bizim üç katımız, neden 2. madde sözleşmenin sadece barışta ve silahlı çatışmada geçerli olduğunu dayatarak, bizi pkklı kadınlara çiçek muamelesi yapmaya mahkum ederken savaş halini kapsam dışı bırakıyor, savaşta kadın kadın değil mi çocuk çocuk değil mi. benim Türk – İslam geleneğim savaşta bile kadına yaşlıya çocuğa ilişmeyeceksin derken neden bu sömürgeci kapitalist vahşiliği kabul edeyim. sözleşmenin 78. maddesi bu maddeye çekince konulamayacağını da dayatıyorken ne yapabilirm. ya komple imzalıycaz ya da imzalamıycaz. hadi en başta imzalamadık diyelim, bu gün çıktık diye nümayiş eden eden kitle o gün alkış mı tutacaktı yoksa “bak gerici yobazlar kadına şiddetten yana, kadın cinayetlerini savunuyorlar” mı diyecekti. gördüğün gibi çok da güzel tartışılabilir bir konu bu, ayrıca istanbul sözleşmesi ile ilgili tartışılan husus, kadına şiddetin önlenmesi ya da ailenin korunması değil ki, 99 tane doğrunun yanına, bir tane yanlışı yerleştirme meselesi bu. “cinsel yönelimi farklı olanlara ayrımcılık yapmayacaksın, kadına ve erkeğe rol biçen örf adet gelenek ve göreneklerin kökünü kazıyacaksın” denmek suretiyle kadın hakları, kadın özgürlüğü, kadının maddi ve manevi manada gelişmesi, örgütlenmesi, toplumsal yaşamdaki rolünün güçlendirilmesi gibi hakların eşcinselere de verilerek, eşcinselliğin örgütlenmesi, özendirilmesi, teşvik edilmesi gibi çarpık ve sapkın bir anlayışın metazori olarak dayatılmasıdır bizim asıl karşı çıktığımız, istanbul sözleşmesinden çıkanlar kadına şiddeti savunuyor demek hem yalan, hem haksızlık hem de iftiradır, siyasi rant elde etmek isteyenlerin bir algı operasyonudur.
“İstanbul sözleşmesinin iptali ile kadına şiddetin önü açıldı, kadını koruyacak bi yasa kalmadı” diye yaygara koparmakla; “eyyy erkekler önünüze gelen kadına saldırın, rahat olun, size ceza verecek bir yasamız yok artık” demek arasında hiç bir fark yoktur, kadına şiddeti teşvik etmektir. Burada amaç, yalan ve saptırmalarla kadın cinayetlerini teşvik edip sonra “gördünüz mü ben demiştim” diyerek siyasi skor tablosuna artı bir puan yazma çabasından başka bir şey değil, sayın başkan sizin skora ekleyeceğiniz her artı bir puan bir can demek hatırlatayım istedim