İstanbul’daki Eyüp Sultan Türbesi’nden Mekke’ye uzanan Sufi Yolu’nun 801 kilometrelik bölümünü yürüyerek kateden, Türk ve yabancılardan oluşan 8 kişilik grup, Yalova’dan başladıkları yolculuklarını Konya’da sonlandıracak.
Hollanda’da 2018 yılında Sedat Çakır ile eşi Iris Bezuijen tarafından kurulan, Osmanlı döneminde hacı adaylarının Mekke’ye gitmek için kullandıkları Sufi Yolu’nu canlandırmayı amaçlayan Sufi Yolu Vakfınca, 6 senedir isteğe bağlı İstanbul’dan yola çıkan katılımcılarla Yalova’da buluşularak Konya’ya yürüyüş ve bisiklet turları düzenleniyor.
Grup üyelerinin vakıf tarafından verilen sembolik pasaportlarına, uğradıkları yerleşim yerlerinde vakfın temsilcilerince bölgeye geldiklerine dair mühür basılıyor.
Bu yıl Yalova’dan yolculuklarına başlayan, 11 gün yürüyerek Bilecik’e ulaşan Türk, Hollandalı ve ABD’li grup üyeleri, kent merkezindeki Şeyh Edebali Türbesi ile Söğüt ilçesindeki Ertuğrul Gazi Türbesi’ni ziyaret ettikten sonra Eskişehir ve Afyonkarahisar güzergahını tamamlayarak yaklaşık 29 gün sonra Konya’daki Mevlana Türbesi’nde yürüyüşlerine son verecek.
Vakfın Genel Sekreteri Sedat Çakır, 2016’da rotayı ortaya çıkarmak için çalışmalara başladıklarını, vakfın kurulmasıyla da turları faaliyete geçirdiklerini söyledi.
Her yıl rotayı yürüyerek ya da bisikletle katettiklerini aktaran Çakır, şunları kaydetti:
“İstanbul’dan başladığınızda rota 40 gün sürüyor. Her yıl mayısın ilk cuma günü Yalova’dan yola çıkıyoruz, Konya’ya gidiyoruz. İstanbul bölümünü yürüyecekler ise münferit olarak dolaşıyorlar. İstanbul her ne kadar 17 kilometre olsa da alandan dolayı yaklaşık 1 haftaya ihtiyaç oluyor. Bu nedenle İstanbul’u grup halinde yürümüyoruz. Her sene yaklaşık 10 kişilik grubumuz oluyor. Genelde yurt dışından geliyorlar. Bu yıl ABD’liler ve Hollandalılar var. Gruplarımızı oluştururken sosyal medyadan ve vakfın internet sitesinden yararlanıyoruz.”
– Katılımcılara sertifika veriliyor
Çakır, Konya’ya vardıklarında Mevlana Türbesi’ne ziyarette bulunduklarını söyledi.
Orada herkesin dini inancına göre dua ettiğini aktaran Çakır, “Gezinin ardından katılımcılara sertifika veriyoruz. Yaklaşık 29 günlük yolumuz kaldı. Geceleri bazen otellerde bazen de çadırda kalıyoruz. Dün akşam otelde kaldık, bu akşam kamp kuracağız. Yolda insanlar bizi çok iyi karşılıyor. Bu, Türk misafirperverliğinin gösterilmesi açısından da güzel bir şey. İnsanların münferit olarak gelip yürümeleri için etkinliğimizi büyütmeyi düşünmüyoruz. Bu, zaten yolun ruhuna uygun olmuyor.” dedi.
Vakfın Bilecik temsilcisi Hakan Yavuz ise 2019’dan bu yana kente gelen gruplara yardımcı olduğunu belirtti.
Katılımcıların sembolik pasaportlarına mühür bastığını, daha sonra da kenti gezdirdiğini kaydeden Yavuz, şöyle konuştu:
“Ayrıca bir de hatıra defterimiz var. İsterlerse buraya da yazarak anılarını bırakıyorlar. Mühürleri Sedat Bey temin ediyor. Ben daha çok bisikletle ilgilendiğim için mührümde bisiklet sembolü var. Gruplara daha çok tarihi ve doğal güzelliğe sahip alanları gezdiriyorum. Bilecik’in yemek kültürünü anlatmaya çalışıyorum. İznik, Yalova ve Osmaneli’nde de temsilciler var. Grup yola çıktığında bana haber veriyorlar. Ben de gerekli hazırlığımı yapıyorum.”
Vakıf Başkanı Iris Bezuijen de 5 yıldır Yavuz’la beraber çalıştıklarını anlattı.
Hollandalı 80 ve 76 yaşlarındaki karı koca Harry Van Der ile Joke Van Der Putten ise Sufi Yolu’nun Hristiyanlık ile Müslümanlık arasında köprü vazifesi gördüğünü vurgulayarak, Türk misafirperverliğine hayran kaldıklarını dile getirdi.