3 KERE MESAJLAŞAN BYLOCK’ÇU!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

FETÖ mesajlaşma programı Bylock soruşturması titizlikle yürütülüyor. ByLock kullanıcı sayısı 115 bin kişi olarak kesinleşti. 3 milyon yazışmanın içeriği çözüldü, önceden mavi, turuncu, kırmızı şeklinde yapılan ayrım kaldırıldı. Yeni koyulan kritere göre 3 kere, farklı günlerde Litvanya’daki sunucu ile iletişime geçen ByLock’çu sayılıyor.

 

Feletullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının mesajlaşmak için kullandıkları uygulama olan Bylock’un adını kamuoyu ilk kez 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan tutuklamalar esnasında duydu. Ancak FETÖ mensupları ByLock’u 24 Aralık 2014’te kullanmaya başlamış, devletin de 2 Şubat 2016’da polise giden bir itirafçının verdiği ifadeler sayesinde haberi olmuştu. Bundan sonra ByLock savcılıklar tarafından yürütülen soruşturmalarda FETÖ üyeliğinin en belirgin kanıtı olarak kabul edildi. ByLock soruşturmalarının ne durumda olduğunu öğrenmek, zaman zaman kamuoyunda oluşan kafa karışıklıklarını  giderebilmek için bu konuda çalışan yetkililerden bilgi aldık.

 

DARBE OLMASAYDI DA BYLOCK’ÇULAR ALINACAKTI

2016 Şubat ayında polise başvurarak itirafçı olan gizli tanığın, FETÖ içinde ByLock programı kullanıldığından bahsetmesi üzerine harekete geçen MİT, programın Litvanyadaki server’ını ele geçirdi.

 

Yani aslında ByLock bilgileri MİT’in eline Mart ayında geçmişti. ByLock ele geçirildiyse neden darbe girişiminden haberdar olunamadı ya da neden 15 Temmuzdan önce ByLock açıklaması yapılmadı sorularına yetkililer şu cevabı veriyor: “ByLock ele geçirilmişti ancak şifreliydi. Programın çözülmesi için çalışmalar başlamıştı. Darbe girişimi olsa da olmasa da ByLock operasyonları yapılacaktı. Fakat ByLock tam çözülemeden darbe girişimi geldi. Darbe sonrası zaten ByLock üzerine çalışıldığı için cuntacıların tespiti hızlı bir şekilde yapılabildi.”

 

YAZIŞMALAR TÜRKÇE

Bylock’un, Whatsapp ve Telegram uygulamaları gibi temelde yazışma ve sesli görüşme sağlayan bir program olduğu söylense de kullanıcılann birbiriyle, ancak askeri seviyede şifreleme yöntemleriyle irtibata geçebiliyor olması farklı bir program olduğunu açıkça gösteriyor. Yetkililer. ByLock’un kısa bir süre Appstore’a konduğu söylense de ablalar, abiler tarafından flash bellekle yüklendiğini ifade ediyorlar. Zaten yapılan yazışmaların çok büyük kısmı Türkçe karakterlerle yapılmış. Çok az miktarda İngilizce yazışma da mevcut ama bu yazışmaları yine Türkler yapmış. Yani programın yurt dışından indirilip kullanıldığı iddiası doğru değil.

 

 

DAR HÜCRE YAPILANMASI

Programın tesadüfen indirilip, kurulup çalıştırılması gibi bir seçenek yok. Çünkü karşılıklı şifreleme sistemi söz konusu. Yani konuşulacak kişiyle adı ya da telefon numarası üzerinden değil, ancak kendisinin bildirebileceği bir kod adı ve şifre ile bağlantı kurulabiliyor. Yazılım içinde hakim grubu, subay grubu, himmet grubu gibi gruplar oluşturulmuş. Programı kullanan kişinin içinde olduğu grup dışındaki bir başka grubu ya da yazışmalarım görmesi mümkün olmuyor. Yani dar bir hücre yapılanması söz konusu.

 

 

PANİK BUTONU TÜM KONUŞMALARI SİLİYOR

Program cep telefonlarında telefon hattı üzerinden, tabletlerde ise Wifi üzerinden kullanılmış. Ancak VPN üzerinden çalışıyor. Bu da kimlik tespitini imkansız hale getirebilmek için özellikle yapılan bir tercih. Programın gizliliğe verdiği önem, geriye dönük yazışmaların 10 gün öncesini silmesinden anlaşılabiliyor. Ayrıca bir de Panik Butonu bulunuyor. Bu butona basıldığında bütün yazışmalar siliniyor.

115 BİN KİŞİDE VAR

Ele geçirilen ByLock yazışmalarında 215 bin kayıt görünüyor. Ancak yetkililer bir kişinin programı birden fazla kurmuş olabileceği için mükerrer kayıtlar olduğunu söylüyor. Bu mükerrer girişler ayıklandı, IP çakışması gibi teknik ayrıntılar değerlendirildi ve kesin olarak ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen kişi sayısı 115 bin olarak belirlendi. Bu nedenle düzenlenen bu son listedekilerin kesin olarak örgüt üyesi olduğu kabul ediliyor. Örgütün yapılanma biçimine bakıldığında hiyerarşide üst noktada olan herkesin ByLock kullanıcısı olduğu görülüyor. Hrant Dink cinayeti ve FETÖ sanığı olan eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer ve iki kızı gibi.

 

 

3 KERE İLETİŞİME GEÇEN BYLOCK’ÇU

ByLock soruşturması ilk başladığında mavi, turuncu ve kırmızı şeklinde üç renk üzerinden tanımlama yapılmıştı. Mavi renk olarak belirtilenler programı ADSL üzerinden indirilmesi durumunda, kullanılan kişinin tespitinin zor olması, en az kullananlar şeklinde, turuncu renk daha fazla kullanan, kırmızı renk ise en az 300 defa kullanmış olanlar için tanımlanmıştı. Yetkililer bu sınıflandırmaya göre mavi listede olanların bazı hakimler tarafından tutuklanmadığını ifade ediyor. Şimdiki listede ise bu ayrım kullanılmıyor. Sebebi listenin kesinleşmesi. Bir kişinin ByLock’çu sayılması için kabul edilen yeni kriter “En az 3 defa farklı günlerde Litvanya’daki sunucu ile  temasa geçilmesi.” IP çakışması, Wifi, ADSL karışıklığı gibi durumlar da bu son kriterle elenmiş oluyor.

 

 

3 MİLYON MESAJ ÇÖZÜLDÜ

ByLock’tan 18 milyon kadar mesajlaşma yapılmış. Bu mesajların 3 milyon kadarının içeriği çözüldü. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Bürosu (KOM) gerekli analizi yaptıktan sonra mesajları tasnifleyerek savcılara gönderecek. 18 milyon yazışma içerisinde kandil mesajları, dua istekleri gibi günlük konuşmaların yanı sıra kritik örgüt içi yazışmalar da var. Örneğin HSYK üyelerinin isimleri ByLock üzerinden yapılan yazışmalarda tartışılmış.

 

 

KRİPTO ELEMANLARIN ADI YAZIŞMALARDA GEÇİYOR

Deşifre olmamış, örgütle herhangi bir şekilde irtibatı olduğu ispatlanamayan, ByLock da kullanmayan kripto örgüt mensuplarının bir kısmının adı da bu yazışmalarda geçiyor. Tespit edilen bu kişiler de örgüt üyesi olmaktan dolayı tutuklanıyor. Böyle bir olay Urfa’da yaşandı. Örgütle hiç bağlantısı yok gözüken, ByLock’u da olmayan bir polis memurunun adı, çözülen ByLock yazışmalarında “Urfa KOM’da deşifre olmamış X adlı elemanımız var” şeklinde geçince örgüt üyeliğinden yakalandı.

 

2 YIL SÜRECEK

ByLock’taki bütün yazışmalar ancak 2 yıla kadar çözülecek. Sistem 10 gün gerideki yazışmaları otomatik olarak sildiği için bazı yazışmalar sadece görüntü olarak elde edilebildi, ID’lere ulaşılamadı. Bunların eşleştirilmeleri de yapılacak. Bu çözümlemeler sonucu ByLock kullanmayan ancak yazışmalarda adı geçen örgüt mensuplana da ulaşılacak. Şu anda 115 bin olan sayının bu sayede 4 katına çıkması bekleniyor.

 

ÖZ VE KARACA’DA PATATES HAT

ByLock yüklenecek örgüt mensuplarının hangi kriterlere göre seçildiği ise tespit edilemedi. Adliyedeki bir memurda ByLock çıkabildiği gibi, bir subayda ya da rütbelide de olabiliyor. Ergenekon savcılarından firari Cihan Kansız ve Fikret Seçenin üzerine kayıtlı hatta ByLock var ama Zekeriya Öz’ün kendi adına kayıtlı telefon hattında ByLock yok. Böyle durumlarda patates hatlar yani başkası adına alınmış hatlar araştırılıyor. Zekeriya Öz’ün de başkası adına alınmış ancak kendisinin kullandığı telefon hattında ByLock var. Hidayet Karaca da patates hat kullananlardan. Yetkililer ByLock’un yanı sıra henüz bilinmeyen bir başka İletişim programının kullanılmış olmasının da ihtimal dahilinde olduğunu belirtiyorlar.

 

 

90 BİN KİŞİYE İŞLEM YAPILACAK

Bugüne kadar ByLock’çulara yönelik yapılan operasyon sayısı 10 bin civarı. Bunlardan 2-3 bin kişi kadarı polis ve asker. Yani toplam sayının ancak yüzde onuna tekabül eden bir sayı söz konusu. 90 bin kişiye henüz işlem yapılmadı. Ancak ByLock listesindeki kişilerin yurt dışına kaçmalarını engellemek için pasaportlarına zayi kaydı düşüldü. Yurt dışına çıkmaya kalktıkları anda pasaportlarına el koyuluyor.

 

 

İNKAR EDİN

Örgüt, elemanlarına ByLock’un delil teşkil etmediğini, yakalandıklarında asla kullandıklarını kabul etmemelerini söylüyor. Örgüt mensuplarından sadece itirafçı olanlar ByLock kullanıcısı olduklarım kabul etti. Tek tük bazı örgüt mensupları da “Biz ByLock’tan halı saha maçı konuşuyorduk” gibi ifadelere yer verdi.

 

 

BİRDEN ORTAYA ÇIKACAĞINI ÖNGÖRMEDİLER

Örgütün programı bu kadar pervasızca kullanmasının ardında, diğer alanlarda olduğu gibi, kendilerine duydukları aşırı güven yatıyor. Diğer yandan Gülenin Mehdi olduğuna dair düşünce de rahat davranmalarına yol açtı, “Mehdi”nin kutsadığı bir haberleşme ağının güvenli olacağına inanıyorlardı. Server yurt dışında olduğu için de rahattılar. Litvanya üzerinden ele geçirileceği hiç düşünülmemişti. Listelerin birden ortaya çıkacağını öngöremediler.

kaynak: Gerçekhayat – Emeti Saruhan

3 KERE MESAJLAŞAN BYLOCK’ÇU!
Masal Organizasyon

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin