Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kitap okuma alışkanlığı insanlar tarafından kendini geliştirmek ve olaylara bakış açısını daha iyi bir şekilde oluşturabilmek için var olan en önemli etkenlerden biridir. Biz yetişkinler hem kendimiz hem de büyütmekte olduğumuz çocuklarımız için kitap okuma alışkanlığını edinerek kitap okumanın hayatımızda sürekli yer almasını sağlayarak kişisel gelişimimize katkıda bulunmuş oluruz.

Suç ve Ceza (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski), Kumarbaz (Fyodor Mihayloviç Dostoyevski), Bir İdam Mahkûmunun Son Günü (Victor Hugo), Var mısın (Doğan Cüceloğlu), İz Bıraktığın Kadar Varsın (Esra Ezmeci), Balıkçı ve Oğlu (zülfi Livaneli) ve çocuklar için Mutlu Suaygırı Richard Edwards) Ay’ı Kim Çaldı? (Helen Stratton Would), Şeker Portakalı ( Jose Mauro de Vasconceles) Pinoky o (Carlo Corlodi) gibi daha pek çok en iyi kitap önerileri yapabilmek mümkündür.

Kitap okuma alışkanlığı nasıl kazanırım diye bize sorarsanız eğer bu kitapları yazan veya bu kitapların çıkmasına sebep olan kişilerin edebiyat dedikodularını bir gözden geçirin deriz! İçinizde yazara karşı olan meraktan dolayı o kitabı daha istekli okumak isteyeceksiniz. Buna emin olabilirsiniz.

Edebiyat Dedikodusu mu?

Edebiyat dedikodusu olur mu diye düşünmeyin. Hayatta her şeyin dedikodusu olduğu gibi edebiyatın da dedikodusu yapılabilmektedir.  Herkesin merak ettiği yazar şair gibi pek çok ünlü bulunmaktadır. Bu ünlülerin sadece yazdığı şiirler ya da yazılar değil, aynı zamanda hayatları da merak edilmektedir. Bizler de biraz bu ünlü yazar ve şairlerin dedikodusunu yapalım diye düşündük ne dersiniz? Sizler de bizimle aynı fikirdeyseniz oturun koltuğunuza yaslanın arkanıza ve güzel bir şekilde ekranı izleyin?

Hiç Duymadığınız Edebiyat Dedikoduları Burada!

Sait Faik Abasıyanık, bazen dalgın bazen de çelişkiliydi. Parayı hiç sevmediği için babasından kalan mirasın hiçbirine dokunmadı. Bir gün temiz şık ve düzgün bir şekilde giyinirken, ertesi gün kirli dağınık ve perişan bir halde görünebiliyordu.

Cahit Sıtkı Tarancı, ölümden çok korkuyordu. Kendi fiziksel yapısını, yüz rengini, boyunun kısalığını hiç beğenmiyordu. Yani kendi ile barışık bir insan değildi. Aslında ölümden çok korkuyordu fakat ölüm üzerine çok fazla yazı yazdı. Sabahattin Ali, açık sözlü örtüsüz kelimeler konuşan ve dedikoduyu çok seven bir yazardı. Genellikle hikâyelerinde halk adamı idi fakat gerçek hayatında en mükemmel bir burjuvaydı. Edebiyat dedikoduları yapıp yazar ve şairler hakkında merak ettiklerinizi öğrenmek isterseniz https://edebiyatdedikodulari.com/ adresini ziyaret etmeyi unutmayın.

Kitap Okuma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır?
Masal Organizasyon

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin